MÜSİAD’ın iç yapısından faaliyet ve çalışmalarına, Rize’deki ekonomik sıkıntılardan, Ovit Tüneli’ne kadar geniş bir perspektifte görüşlerini dile getiren MÜSİAD Rize Şube Başkanı Temizel, son dönemlerde çok konuşulan ekonomik krizin Rize’ye etkileri konusuna da açıklık getirdi.
Rize’de büyük ölçekli sanayinin olmadığını ifade eden Temizel, Rize’de küresel krizin etkilerinden bahsetmenin çok da doğru olmayacağını söyleyerek, “Esasında ilimizde 2007 yılından beri kendi iç ticari dinamiklerimiz ile ilgili büyük sorunlar olduğunu belirterek, Rize’de bir ticaret envanterinin yapılması zorunludur; çünkü Rize’de arz ve talep noktasında da sorunlar vardır” diye konuştu.
Ulusal ve uluslararası firmalara karşı, esnafın büyük kesiminin kendi hesap kitabını yapmaktan bile bihaber şekilde direnmeye çalıştıklarını vurgulayan Temizel, ulusal şirketlerin Rize’ye getirdiği tehdit karşısında sermayelerin birleştirilmesi gerektiğini savundu.
Ticaretin satıcı ayağı ve alıcı ayağı olduğunu ve bu noktada müşterilerin de bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan MÜSİAD Rize Şube Başkanı Cem Temizel, “Fiyat ve kalite noktasındaki kriterlerin iyice anlaşılması gerektiğini ifade edip, küçük fiyat farkları dohi olsa, müşteriler yerli firma ve işletmeleri tercih etmelidir. Arada çok büyük bir fark yoksa yerel ürünler desteklenmeli ki, uzun vadede zarara uğramayalım” dedi.
Ovit Tüneli projesiyle ilgili gelen bir soru üzerine konuya bakış açılarını ifade eden Temizel, “Ovit projesi, bölgenin kader projesidir. Herkes ağız birliği yapmışçasına, aynı argümanları kullanarak projeyi her platformda dile getirmelidir. Bu sorunu sadece Rize olarak halledemeyiz. Bu projeden yararlanacak tüm illeri bu proje etrafında toparlamalı ve projeyi yüksek sesle dillendirmeliyiz. Bu proje Erzurum’da da, Malatya’da da Urfa’da da konuşulmalıdır. Herkesin tek yürek olup söylemlerini yüksek sesle dillendirmesi gerekmektedir” dedi.
Rize’nin arkeolojik açıdan zengin bir il olmadığını, dolayısıyla tarih turizminden çok, dağ tırmanışları ve doğa sporlarını geliştirecek çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Temizel, jeotermal kaynakların ve yaban hayatının kullanılarak turizme katkı sağlanabileceğini, ayrıca Rize’de bir Turizm Meslek Yüksek Okulunun da açılması gerektiğini söyledi.
Ayrıca kentin kendi iç dinamiklerini harekete geçirmesi gerektiğini, sivil toplumu ve bir takım dernekleri ile herkesin Rize için bir fikrinin olması gerektiğini ifade etti.
Sözlerine kurumlar arası diyalog ve sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkilerle devam eden Temizel, “Ortak sorun Rize olduğu anda kişisel çekişmeler bir kenara bırakılmalı ve diyalog içerisine girilmelidir” şeklinde konuştu.
Rize’de büyük ölçekli sanayinin olmadığını ifade eden Temizel, Rize’de küresel krizin etkilerinden bahsetmenin çok da doğru olmayacağını söyleyerek, “Esasında ilimizde 2007 yılından beri kendi iç ticari dinamiklerimiz ile ilgili büyük sorunlar olduğunu belirterek, Rize’de bir ticaret envanterinin yapılması zorunludur; çünkü Rize’de arz ve talep noktasında da sorunlar vardır” diye konuştu.
Ulusal ve uluslararası firmalara karşı, esnafın büyük kesiminin kendi hesap kitabını yapmaktan bile bihaber şekilde direnmeye çalıştıklarını vurgulayan Temizel, ulusal şirketlerin Rize’ye getirdiği tehdit karşısında sermayelerin birleştirilmesi gerektiğini savundu.
Ticaretin satıcı ayağı ve alıcı ayağı olduğunu ve bu noktada müşterilerin de bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan MÜSİAD Rize Şube Başkanı Cem Temizel, “Fiyat ve kalite noktasındaki kriterlerin iyice anlaşılması gerektiğini ifade edip, küçük fiyat farkları dohi olsa, müşteriler yerli firma ve işletmeleri tercih etmelidir. Arada çok büyük bir fark yoksa yerel ürünler desteklenmeli ki, uzun vadede zarara uğramayalım” dedi.
Ovit Tüneli projesiyle ilgili gelen bir soru üzerine konuya bakış açılarını ifade eden Temizel, “Ovit projesi, bölgenin kader projesidir. Herkes ağız birliği yapmışçasına, aynı argümanları kullanarak projeyi her platformda dile getirmelidir. Bu sorunu sadece Rize olarak halledemeyiz. Bu projeden yararlanacak tüm illeri bu proje etrafında toparlamalı ve projeyi yüksek sesle dillendirmeliyiz. Bu proje Erzurum’da da, Malatya’da da Urfa’da da konuşulmalıdır. Herkesin tek yürek olup söylemlerini yüksek sesle dillendirmesi gerekmektedir” dedi.
Rize’nin arkeolojik açıdan zengin bir il olmadığını, dolayısıyla tarih turizminden çok, dağ tırmanışları ve doğa sporlarını geliştirecek çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Temizel, jeotermal kaynakların ve yaban hayatının kullanılarak turizme katkı sağlanabileceğini, ayrıca Rize’de bir Turizm Meslek Yüksek Okulunun da açılması gerektiğini söyledi.
Ayrıca kentin kendi iç dinamiklerini harekete geçirmesi gerektiğini, sivil toplumu ve bir takım dernekleri ile herkesin Rize için bir fikrinin olması gerektiğini ifade etti.
Sözlerine kurumlar arası diyalog ve sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkilerle devam eden Temizel, “Ortak sorun Rize olduğu anda kişisel çekişmeler bir kenara bırakılmalı ve diyalog içerisine girilmelidir” şeklinde konuştu.