AKILALMAZ ÖLÜM CEZALARI

Dünya'nın birçok yerinde uygulanan ve suç işleyen insanları cezalandırmak amacıyla seçilen yöntemler akılalmaz şekillerde karşımıza çıkabiliyor. İşte en yaygın olanları...

Taşlama

İran mahkemeleri bugün hala kamunun gözü önünde taşlama cezası vermeye devam ediyor. Hakkında taşlanma hükmü verilenler ceza uygulanmadan önce akıl almaz şekilde kırbaçlanıyor. Üstelik cezaların uygulanması sırasında cinsiyete dayalı farklılıklar da göze çarpıyor. Eğer hakkında hüküm verilen bir kadın ise, mahkum önce boynuna kadar toprağa gömülüyor; taşlama cezası sonra uygulanıyor. Taşlanan kadın mucizevi bir şekilde hayatta kalmayı başarır ise sonrasında hapis cezasına çarptırılıyor. Erkekler içinse taşlanma süreci biraz daha farklı işliyor. Ceza alan erkek taşlanmadan önce beline kadar gömülüyor. Ancak eğer suçunu itiraf eder ya da kaçmayı başarırsa serbest kalabiliyor.

Askıda idam

Kimi ülkelerin seçimi ise mahkumu bir vinç yardımıyla düğümlenmiş boynundan yukarıya taşıyarak uygulanan ‘askıda idam’dan yana oluyor. Ölüm süreci bu metotta da kısa düşüş yönteminde olduğu gibi yine yavaş ve acı verici oluyor. İdamdan sonra cesedin yüzünde ve gözlerinde kırmızı ve mavi izler görülüyor.

Standart düşüşle idam

Standart mesafeli düşüş ile idam ABD’de 19’uncu yüzyılın sonunda normal idam metodu olarak kabul edildi. Standart mesafeden kasıt, mahkumun yaklaşık bir metre yükseklikten bırakılması oluyor. Bu düşüş sırasında deride parçalanma, boyun kırığı, kimi durumlarda ise dekapitasyon yani başın gövdeden ayrıldığı görülüyor.

Uzun düşüşle idam

Uzun düşüş ya da ölçülü düşüşle idam, İngiliz kolonilerince benimsenerek İngiltere’de ‘daha insancıl’ bir ölüm yöntemi olarak uygulandı. Düşüşün uzunluğu, mahkumun boyu, ağırlığı ve vücut tipine göre hesaplanarak boynu kırması tasarlanıyor. Hesaplamaların yanlış olması durumunda düşüş gerekenden uzun ya da kısa olursa mahkumun başı gövdesinden ayrılıyor veya tutuklu düğümlenme ile yavaşça boğularak ölebiliyor.

Elektrikli Sandalye

Asarak idamın her türlüsü insanlık dışı ve zalimce ya da böyle olma potansiyeli yüksek olduğundan 1888 yılında ABD’de elektrikli sandalye ile infaza başlandı. Elektrikli sandalye anında ölüme neden olmasa da ‘daha insancıl’ bir infaz yöntemi olarak tasarlandı. Elektrikli sandalye bugüne kadar ABD’nin 27 eyalinde ve Filipinler’de kullanıldı. Elektrikli sandalye ile infaz edilen ilk mahkum ise 6 Ağustos 1890 yılında sevgilisini öldürmekten hüküm giymiş William Kemmler oldu. Kemmler sandalyeye kendi rızasıyla oturdu ve gövdesi, bacakları ve kolları deri kuşaklarla sandalyeye bağlandı. Yüzü ise siyah bir örtüyle örtüldü. Kemmler’e ilk şok 17 saniye boyunca verilen ilk şok sonrası vücudu gevşediğinden öldüğüne karar verildi ancak 30 saniye sonra mahkumun göğsünde spazmlar meydana gelince 70 saniye boyunca yanık kokuları ve dumanlar yayılmasına neden olan ikinci bir elektrik akımı verildi. Kemmler bu ikinci şoka karşı koyamadı ve resmi olarak ölü ilan edildi. Elektrikli sandalye yöntemiyle infaz bugün hala ABD’nin birçok eyaletinde uygulanmakta. Ancak mahkumlara ölümcül enjeksiyon veya elektrikli sandalye ile infaz seçenekleri sunuluyor ve karar kendilerine bırakılıyor.

Sopalama

Singapur, Malezya gibi ülkelerde sopalama erkek mahkumlara sık uygulanan bir yöntemdir. Bu ülkelerde bu ceza şekli yıl içinde çok sık kullanılır. Ceza hapishanenin özel bir kısmında uygulanılır. Mahkumlar soyunarak iyice ıslatılmış sopa ile dövülürler. Tenleri sopa darbesiyle yara içinde kalır ve bazen görevli, mahkumun kafasını tutarak mahkuma nefes almasını hatırlatır. İşkence sonrası mahkumların yaraları tıbbi yardımla temizlenir.

Vurarak öldürme

Çoğu ülke atış mangası ya da tek kurşunla kafaya ateş etme yöntemlerini bırakıp öldürücü madde içeren iğne kullanıyor. Utah, Afganistan, Beyaz Rusya, Etiyopya, Kuzey Kore, Nijerya, Yemen, Vietnam, Endonezya ve Çin’in belli bölgelerinde ateş ederek idam etme hala kullanılıyor. Çin ölüm cezası istatistiğini devlet sırrı olarak saklıyor.

Başı kesme

Suudi Arabistan’da cinayet, tecavüz, uyuşturu satıcılığı, silahlı soygun, homoseksüellik, din değiştirme ve başka birkaç suçtan dolayı yakalananların halk içinde kafası kesilir. İdamdan önce mahkuma sakinleştirici verilir. Polis mahkumu bir meydana götürüp gözlerini bağlar. Mekke’ye bakacak şekilde dizlerinin üstüne çöken mahkumun ismi ve suçu okunduktan sonra kafa kesilir. Ceset plastik bir poşet içinde, mezar taşının olmadığı bir mezara gömülür.

Kırbaçlama, kamçılama veya dövme

Kırbaçlama, kamçılama veya dövme gibi cezalarda suçlu kırbaç, kemer veya kötek ile dövülür. Çoğu ülke bu tür cezaları yasaklamışken, İran, Afganistan, Suudi Arabistan, Sudan, Singapur, Yemen, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahamalar, Libya ve Nijerya’nın belli kesimleri gibi yerler bu yöntemlere başvuranlar arasında. Amerikan hapishanelerinde düzeni sağlamak için gayri resmi bir şekilde dayak ve kırbaç cezası uygulanıyor.

'Kısas' yöntemi

Suudi Arabistan'da Hintli vatandaş Puthan Veettil 'Abd ul-Latif Noushad 2005'te acımasızca cezalandırıldı. Bir dövüşe dahil olduğu için sağ gözünün çıkarılması emredildi ve Suudi Arabistanlı vatandaş kavgada yaralandığı için cezanın uygulanması konusunda ısrar etti.

Kimyasalla kör etme

İran’da 27 yaşındaki adam, sevdiği kadın tarafından reddedilince sinirlenip kadına saldırdı ve üzerine asit atarak kadını kör etti. Yüksek Mahkeme ceza olarak adamın iki gözünün de kör edilmesine karar kıldı. Gözlerine hidroklorik asit damlatılacak.

Organın ya da uzvun kesilmesi

Suudi Arabistan’da hırsızlıktan yakalananların sağ elleri kesiliyor. Otoyol soygunundan yakalananlara çarpraz yöntem uygulanarak, sağ kol ve sol bacak kesiliyor. İran’da hapishanede ciddi suçları olanlar da ceza olarak hem ellerini hem de bacaklarını kaybediyor. Yemen, Sudan ve Nijerya’nın İslamik bölgelerinde de bu sistem kullanılıyor ve Taliban döneminde de Afganistan’da kullanılıyordu.